Beyoğlu Masaj Salonu
Beyoğlu Masaj Salonu
Beyoğlu Masaj Salonu Nefes Al 119 a r v a T 2 n azından pişirip koymamışlar,” dedi Grace ürpererek. J – j “Gerçi bunu buraya koyan her kimse, zavallı fareyi servis edilmeye hazırmış gibi bir hâle sokmaya da uğraşmış ya neyse.” Devlin kafasını defterinden kaldırdı. “Zavallı fare mi?” “Ben de herkes şeklinde farelere bayılmam,” dedi Grace. “ama sırf hastalıklı bir intikam fantezisi oluşturmak için masum bir canlıyı öldürmek de hakkaten kötü bir karmadır.”
“İçimden bir ses onu oraya koyan bireyin bu karma işlerine kafayı pek takmadığını söylüyor ya neyse,” dedi Julius. Üçü mutfaktaydılar. Julius fareyi gördükten derhal sonrasında Devlin’i aramıştı. Devlin ve Linda Brown isminde sempatik bir memur, farenin ve votka şişesinin fotoğraflarının çekimleri dâhil bayağı polis rutinlerini yapmıştı ama kimsenin bir ipucu bulabileceklerini beklemediği açıktı. Memur Brown’in işaret ettiği benzer biçimde fail parmak izi bırakmamayı düşünmemiş olsa bile çoğu insan ölü bir fareyi tutmak için eldiven giymeyi akıl ederdi. Votkayı, fareyi, tabağı ve birkaç mut- J ayne Ann Krentz fak eşyasını kanıt toplama torbasına koymuştu.
Beyoğlu Masaj Salonu
Beyoğlu Masaj Salonu İşlemi mutfağın uzak köşesinden izleyen Grace, polislerle birlikte çalışmasını gerektirecek bir kariyeri listeden çıkarmıştı bile. Ölü fare tutmak herhâlde bir polis memurunun karşılaşacağı minimum nahoş durumlardan biriydi. Şimdi ellerini sıkı sıkı önünde birleştirmiş, mutfak masasının sandalyelerinden birinde oturuyordu. Sinirleri bozulmuştu. Belli aralıklarla tüylerini ürperten bu gergin, huzursuz duyguyu anlatacak başka bir kelime bulamıyordu. Nefes al. Buzdolabının tepeden tırnağa temizlenip dezenfekte edilerek içindeki tüm yiyeceklerin atılması gerekiyor diye düşündü.
Ölü bir fareyle aynı yeri paylaşmış bir şeyi yeme fikrine katlanamıyordu. Hayır, dedi sonunda, buzdolabını dezenfekte etmek yetmezdi. Değiştirilmesi gerekiyordu. Yeni bir buzdolabı ne kadardır acaba diye düşündü. Sonrasında bir de konuk yatak odasında kırılan cam vardı. İçeri giren kişinin ileri teknoloji bir şeyle uğraşması gerekmemişti. Her kimse camı kırıp oradan içeri girivermişti. Julius ile beraber içeri girdiklerinde evin niçin o kadar soğuk olduğu anlaşılıyordu şimdi. Julius ona nalburdan bir kontrplak alıp açık yeri kapatabileceğini söylemiş, camcı Ralph Johnson ise ertesi gün kırılan camı yenileyebileceğine dair onu temin etmişti. Yeni bir buzdolabı satın almak ve camı değiştirmek birikimine biraz yük getirecekti fakat başka çare de yoktu.
Son yorumlar