Beyoğlu Mutlu Son Masaj Esra Hanım
Beyoğlu Mutlu Son
Beyoğlu Mutlu Son Fakat süre içinde ilişkide kendini bir babanın kızı benzer biçimde hissetmeye başlamıştı. Bu da Mine’nin ondan yavaş yavaş uzaklaşmasına sebep olmuştu. Aslına bakarsanız o kadar yaş farkıyla yürümez diye bakmaya da başlamıştı ilişkiye. Şimdi İskender artan beyazlarına rağmen eskisinden genç gaslıküyordu. İskender’in sevgiyle bakan kahverengi gözleri, aradan geçen onca zamana rağmen hâlâ o aynı eski dostu sıcaklığında bakıyordu ve bu bakışları görmek Mine’nin hoşuna gitmişti. İskender her süre günü yaşayan, türlü ilgileri olan, pek kural tanımayan ve genç ruhlu biriydi. Çok şey öğretmişti Mineye.
Fakat bu özellikleri o vakit için Mine’ye sorumsuzca gelmişti ve yaşı da ayrılmalarına sebep olmuştu. Şimdi bakınca Mine İskender’in aslında haklı olduğunu görüyordu. Anı yaşamak ve hayatta aslabir şeyi dert etmemek en doğrusuydu kim bilir. O bildik hal hatır mevzuşmalarından sonra, “Seni buraya ne attı?” diye sordu. “Bir tekne aldık benim ortakla. Ataköy Marina’da, onu benim oraya götüreceğim. Bir de senin hiç gelmediğin, görmediğin kulübe yeni bir ses döşemı yapıyorum, giderken Ahmet’te bıraktığım bir subvoofer’ı ve birkaç ekipmanı alacağım.”
Beyoğlu Mutlu Son
Beyoğlu Mutlu Son “Yaa Allah’a emanet ol binin, hayırlı olsun. Iyi mi bir tekne?” İçinde hafif bir ne güzel hayat yaşıyor düşüncesi, iç çekişi ile gülümseyerek tebrik etti Mine ve bir şey içip içmeyeceğini de sordu. İskender’in kahve istemesi üzerine iki mütevazi kahve söylemiş oldu. Peşinden İskender teknenin türlü detaylı özelliklerinden büyük bir zevkle ve karşısındakine öğreterek bahsetmeye başladı.
Bu mevzuda da ancak uzmanların bileceği detayları edinmişti her vakit yaptığı gibi. Sonra kolonlara, ses sistemlerine geçiyordu ki kahveler geldi. Mine de bunun üzerine yerini değiştirip İskender’in daha yakınına geçti, kahveyi yamacına alıp bacak bacağa atarak oturdu. Dizinin hemen üzerindeydi elbisesi ve krem rengi çok zarif topuklu ayakkabılar giymişti. Burnu açıktı ve bordo renge boyanmış bakımlı ayak parmakları gaslıküyordu. İskender’in gözü Mine’nin ayaklarına gitti. “Ayakkabıların ne güzelmiş, ayaklarının tüm güzelliğini ve zarifliğini gözler önüne seriyor.” “Teşekkür ederim. Sen ilk günden beri ayaklarıma meraklıydın, eh ben de şımartıyorum onları.
Son yorumlar